بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَءَاخَرُ مِن شَكْلِهِۦٓ أَزْوَٰجٌ ٥٨

Bunlara benzer daha başkaları da vardır.

– İbni Kesir

هَٰذَا فَوْجٌ مُّقْتَحِمٌ مَّعَكُمْۖ لَا مَرْحَبًۢا بِهِمْۚ إِنَّهُمْ صَالُواْ ٱلنَّارِ ٥٩

İşte bu topluluk, sizinle beraber göğüs gerenlerdir. Rahat yüzü görmesin onlar. Muhakkak cehenneme gireceklerdir.

– İbni Kesir

قَالُواْ بَلْ أَنتُمْ لَا مَرْحَبًۢا بِكُمْۖ أَنتُمْ قَدَّمْتُمُوهُ لَنَاۖ فَبِئْسَ ٱلْقَرَارُ ٦٠

Dediler ki: Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin. Bizi buraya siz sürdünüz. Ne kötü bir duraktır burası.

– İbni Kesir

قَالُواْ رَبَّنَا مَن قَدَّمَ لَنَا هَٰذَا فَزِدْهُ عَذَابًا ضِعْفًا فِى ٱلنَّارِ ٦١

Dediler ki: Rabbımız; bizi buraya kim sürdüyse ona ateşteki azabını kat kat arttır.

– İbni Kesir

وَقَالُواْ مَا لَنَا لَا نَرَىٰ رِجَالًا كُنَّا نَعُدُّهُم مِّنَ ٱلْأَشْرَارِ ٦٢

Ve dediler ki: Bizim kendilerini kötülerden saydığımız adamları niçin burada görmüyoruz?

– İbni Kesir

أَتَّخَذْنَٰهُمْ سِخْرِيًّا أَمْ زَاغَتْ عَنْهُمُ ٱلْأَبْصَٰرُ ٦٣

Onları alaya almıştık. Yoksa şimdi gözlere görünmez mi oldular?

– İbni Kesir

إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقٌّ تَخَاصُمُ أَهْلِ ٱلنَّارِ ٦٤

İşte bu, hakkın kendisidir. Cehennem ehlinin birbiriyle tartışması.

– İbni Kesir

قُلْ إِنَّمَآ أَنَاْ مُنذِرٌۖ وَمَا مِنْ إِلَٰهٍ إِلَّا ٱللَّهُ ٱلْوَٰحِدُ ٱلْقَهَّارُ ٦٥

De ki: Ben, sadece bir uyarıcıyım. Vahid, Kahhar olan Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur.

– İbni Kesir

رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ٱلْعَزِيزُ ٱلْغَفَّٰرُ ٦٦

Göklerin, yerin ve ikisinin arasında bulunanların Rabbı Aziz'dir, Gafur'dur.

– İbni Kesir

قُلْ هُوَ نَبَؤٌاْ عَظِيمٌ ٦٧

De ki: Bu, büyük bir haberdir.

– İbni Kesir

أَنتُمْ عَنْهُ مُعْرِضُونَ ٦٨

Ama siz, ondan yüz çeviriyorsunuz.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu